Dolma kalemseverler için başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit. Yazma hissini tüm hücrelerimizde hissetmek, bu keyfi görsel ve fiziksel olarak da hissetmek için.
Yazmak kimileri için sadece bir ihtiyaç kimileri için ise bunun çok daha ötesindedir. Elinize ve ruhunuza uyum sağlayan güzel bir kalemle yazma eylemi sizin için benzersiz bir şölene dönüşebilir.
Günümüzde yazın alışkanlıkları değişmiş durumda. Laptoplar, tabletler derken insanoğlu neredeyse sınırsız yazı enstrümanı seçeneğiyle karşı karşıya ve bu alternatiflerin bir çoğu da hayatımızı kolaylaştırmak için var olduğunu iddia ediyor. Teknolojinin nimetlerini reddecek değilim bu apayrı bir başlıkta incelenebilir ama bu kadar “kolay” yol varken bazı insanlar neden hala dolma kalem kullanıyor?
Bu yazıyı okumaya devam edecekseniz öncelikle sizden at gözlüklerinizi bir müddet de olsa kenara bırakmanızı rica edeceğim.Öncelikle dolma kalemin bir lüks değil ihtiyaç olduğunu düşünüyorum ve ilk olarak herhangi bir ortamda dolma kalemimizi çantamızdan çıkardığımızda karşı karşıya kaldığımız ön yargılı düşüncelere cevap vermek istiyorum. Öncelikle bu kalemleri “sadece” prestij amacıyla taşımıyoruz ama kalemimizin beğenilmesi gururumuzu okşamıyor dersek yalan söylemiş oluruz. Hayır, 1900’lü yıllara takılıp kalmadık. Eğer ironi yapmıyorsanız uzaydan da gelmedik. Balık tutmak, yürüyüşe çıkmak gibi bir hobi de değil bu. Kağıda yalnızca sözcüklerimizin ve düşüncelerimizin değil karakterimizin de izinin düşmesini istiyoruz sadece. Uzun yıllar sonra da o yazıya baktığımızda hangi hislerle, hangi şartlar altında yazdığımızı anımsamak istiyoruz. Her harfin ayrı bir anısının kalmasını istiyoruz. Yazıya gereken saygıyı göstermek ve ona dokunup onu okşayabilmek, sevebilmek istiyoruz. Sadece yazının değil yazma anının da ölümsüzleşmesini istiyoruz.
Bu haz zamanla bir tutkuya dönüşebiliyor. Bir, iki, üç derken hatırı sayılır bir bütçeyi kalemlerinize, mürekkeplerinize, defterlerinize ayırmaya başlayabiliyorsunuz. Sosyal paylaşım sitelerinden güzel bir kalemin uyumlu bir mürekkeple belki de bilmediğiniz bir dilde yazdığı yazıları hayranlıkla izleyebiliyorsunuz. Bir bakıyorsunuz ki daha iyi bir yazı deneyimi için sonsuz bir dünyanın içine sürüklenmişsiniz bile artık girdiğiniz her sokakta ilk olarak kırtasiyeler çarpıyor gözünüze, mutlaka içeri giriyorsunuz ve mutlaka bir şeyler alıyorsunuz.
Dolma kalemle yazmak kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyor. Düşler, hikayeler ve maceralar arasında dolanırken yalnız olmadığımı hissediyorum ve kesinlikle bana güç veriyor. Daha az yoruluyorum.
Bir de şu var elbette: bir dolma kalemin ucundan daha güzel kaç şey sayabilirsiniz bana?
