Sana Yazmak…

Sana Yazmak…
0

Sana yazmak gelmiyor artık içimden, yazdıklarımı anlayabilecek olsaydın zaten yazdırmazdın bana bu kadar. Sitem etmiyorum, üzülmüyorum da, kader de değil bu. Bir göz yanılsamasıydı yanıldık bitti işte.  Bundan sonra birbirini bir daha hiç görmeyecek iki yabancıyız sadece. Hani sokakta biriyle gözgöze gelirsin bir yerlerden tanıdığını sanarsın fakat tanımazsın, artık öyleyiz seninle.

Seninle ilgili düşler kurmayacağım artık, sığındığım son liman sen olmayacaksın fırtınalarla boğuşurken, kendimi dalgalara teslim edeceğim kollarında huzur aramaktansa. Yeniden açacağım yıllar önce indirdiğim yelkenlerimi. Bu gemi nereye gider diye düşünmeyeceğim, hiç dokunmayacağım dümene ne yöne eserse oraya bırakacağım kendimi. Kader değil bu, çaresizlik hiç değil.

Artık sonu ilgilendirmiyor beni hiç bir hikayeninin, ilk cümlelerde arıyorum mutluluğu, ilk satırlarda heyecanlanmaya çalışıyorum. Çünkü en güzel son bile kötü oluyor bir yerde. Bir şeyin bitişi yeni bir şeyin başlangıcı olmuyor. Yarım bırakmak gerekiyor bazen yeniden başlayabilmek için. Sonra bir daha… Bir daha… Kader değil bu, kaybetmek hiç değil.

Şarkılar dinlemek istiyorum daha önce hiç duymadığım dillerde, daha önce hiç görmediğim bir enstrümanın bam teli olmak istiyorum. Kaybolmak istiyorum, hiç bilinmemek, görülmemek.  Adımı kimsenin hatırlamamasını, hiç kimsenin aramamasını, dahası aranacak bir telefonum bile olmamasını istiyorum. Tek olmak istiyorum daha da tek. Soluduğum havayı başka hiç kimsenin solmamasını istiyorum. Kader olamaz bu, yalnızlık mı? Saçma.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir