Muhteşem doğası, mavi ile yeşilin bin bir tonunu görebileceğiniz Doğu Karadeniz’in şirin ili Rize. Şehir merkezinin denizin üzerine kurulu olduğunu bilmeyeniniz yoktur sanırım. Bölgenin sarp ve dik arazisi nedeni ile dönemin belediye başkanı Ekrem Orhon denizi doldurarak Rize şehir merkezini genişletir. Bölgenin arazi yapısı günümüzde o kadar sarp haldedir ki şehir merkezi neredeyse iç içe girmiştir. Bu küçücük şehirde sarp dağlara doğru gittiğinizde sizi muhteşem bir doğa ve güzellik karşılıyor.
Ayder Yaylası
İstanbul’dan yaklaşık 1100 km’lik yolculuğumuzun ardından Of/İyidere köprüsünden giriş yaptığımız anda ise şiddetli bir yağmurla karşılaştık. Ülkenin en bol en çok yağış alan iline giriş yaptığımızı ise 2 gün sonra öğrenebildik. 2 gün boyunca dinmeyen yağmur nedeni ile bir türlü gezi programımıza başlayamadık. Bizim gibi tatil planları yapanlar bu şirin şehrimize gitmeden önce muhakkak hava durumuna bakmaları gerekiyor. Sohbet ettiğimiz bazı insanlar şehirde bazen o kadar çok yağmur yağdığını neredeyse 1 ay hiç güneş bile göremediklerini söylediler. Bu nedenle tatile çıkmadan hem hava durumuna ayrıca kentin hakla açık canlı mobese kameralarına da bakabilmeniz mümkün. Bknz
Rize merkez ile Ayder yaylası yaklaşık 80 kilometre kadar uzaklıkta. Rize Merkez’den Çayeli, Pazar ve Ardeşen girişinden Ayder yaylasına doğru yeşillerin içerinde seyahat etmek ayrı bir keyif. Uzun ve yorucu bir seyahatin ardından il durağımız Hemşin ilçesi oldu. Buradan ikiye ayrılan yoldan önce Zil Kale ve Sevdalık dizisinin çekimlerinin yapıldığı Şenyuva’yı ziyaret ederek tekrar Ayder Yaylasına doğru yola koyulduk. Fırtına deresinin ihtişamlı ve coşkulu akışını yol boyunca görebilmek mümkün. Ayrıca yol üzerinde ilerlerken vadi içerisinde yer alan bir alabalık tesisinde, muhteşem bir alabalık ziyafeti’de çekebilirsiniz.
Uzun bir yolculuğun ardından ulaştığımız Ayder yaylasında karşılaştığımız muhteşem doğa ile yeşil adete içimize farklı bir huzur verdi. Fırtına deresi boyunca yürüyebileceğiniz mini parkurlar, muhteşem konakları ve yeşilliklerde otlayan hayvanları ile âdete içimizi büyüledi. Muhteşem laz böreğinin tadına bakmak, doğa ve yeşillikler ile içi içe olan bu bu muhteşem manzarayı muhakkak görmeniz gerek. Ancak asıl güzellikler ise Ayder yaylasından biraz daha yukarılarda olan sisler denizindeki yaylalarda.
Sisler Vadisi Huser
Ayder yaylasından yaklaşık 10 kilometre kadar yukarıda olan huser yaylasına doğru yola koyulduk. Ayder yaylasına kadar olan kısımda yollar tamamı ile asfalt. Ancak huser yoluna girdiğimizde ise karşılaştığımız manzara karşısında ne yapacağımıza karar vermedik. 4 kişi çıktığımız bu gezide huser yaylasının yolundan çıkmak, hele ki otomobil ile oldukça zor.
Uzun uzun düşündükten sonra otomobil ile çıkmaya karar verdik. Yollar bildiğiniz yayla yolundan farksız. Asfalt yoldan eser yok. Yollarda derin kuyular, büyükçe taşlar derken zirveye ulaşmamız neredeyse 1 saat sürdü. Ancak zirveye ulaştığımızda ise karşımızda bambaşka bir doğa ve muhteşem bir manzara vardı.
Yüce ALLAH’ın ülkemize verdiği bu doğa harikalarına ne kadar şükretsek azdır. Aşağıdan gördüğümüz bulutların en üzerine çıktık. Sisler adeta ayaklarımız altında, gökyüzü ve güneş ise masmavi parlıyordu. Bir taraftan çalan tulum ve yöresel ezgiler ise sizi adeta alıp götürüyor.
Gezi rehberinize almanız gereken iller listesinde Rize’yi öne almanızı tavsiye ediyorum. Zira bu memleketin havası, suyu, doğası ve yeşili muhteşem.
