Küçüğüm

Küçüğüm
1

Gözlerin değmiyordu gözlerime, yorgundun, korkuyordun.

Bir kır çiçeği gibi en ufak rüzgarla titriyordu avuçlarımda ellerin. Benimse içimde fırtınalar kopuyordu, dışarıdaki yağmur da neymiş? Ellerin yanağıma dokundu, üşüdün mü dedin? Üşümek dedim senin yanında üşümek…

Sustum sonra. Tüm kelimelerden kutsaldı yaşadığımız. İçimden bir ben çıkmak istiyordu, tüm dünyaya, tüm yorgun, mutsuz insanlara inat sana sarılmak seni kucaklamak, mutluluktan ağlamak. İçimden bir ben çıkmak istiyordu, baştan başa sen.

Yaşamamıştık hiç, içimizdeki  naif ezgi çirkin şarkılar içinde kaybolmuştu. Sessimiz sessizliğimiz olmuştu bir vakit sonra. Vakit geçiriyorduk sadece bu anlamsız dünyada. Soğukta titreyen bir kedi gibi bir köşeye çekilmişti yüreğin, hiç kimsenin duymadığı çığlıklar atıyordun ağzını bile açmadan.  Duyuyordum.

Aramıza geçmişten örülü bir duvar çekip gelecek korkusu denilen dikenli tellerle üstünü örtüyordun. Benden koruduğunu düşünüyordun kendini. Oysa hazırdım çırılçıplak o duvarları yıkmaya ve sen de istiyordun o duvarların yıkılışını izlemeyi. Gülümsedim, küçüğüm dedim içimden hazırım seninle savaşmaya.

Sonra gözlerini kaldırdın usulca, bu anı kaçırmamalıydım, telaşlı bir şekilde gözlerin gözlerime değdi. Nerede kaldın, der gibi bakıyordun. Hiçbir yerdeydim. Ama şimdi seninleyim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (1)

  1. Çok güzel… Okuduğumda Umut Altınçağ – Yitirilen şiirini anımsadım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir