Kar altında sokakta yatan
bir ayyaş kadar muhtacım
ayaklarına
Üstelik aylardır ağzına içki süremeyen
bir ayyaş kadar.
Ahmet Çağrı Özsema
Kar altında sokakta yatan
bir ayyaş kadar muhtacım
ayaklarına
Üstelik aylardır ağzına içki süremeyen
bir ayyaş kadar.
Ahmet Çağrı Özsema
Sen rakı ol İstanbul Ben suyun olayım Bu gecelik unutalım kederleri Savaşları Tezkereleri Biz acemi sarhoşlarız Bir bakarsın kusuvermişiz içimizdeki tüm pislikleri. Ahmet Çağrı Özsema
Kimine az geldim, Beğenmedi beni yukarılardaydı gözü Küçük geldim, Rahatsız etti kirli sakallarım, Boş vermişliğim… Sığamadı araladığım kapılara, Paylaşamadı bir damla mutluluğu Sarılamadı gecelerde huzursuzluğuma… Çok geldim kimine, Boşta kaldı…
Dünyaya ve sana hiç küsmedim birtanem Kendime ve kestanelere küstüm sadece Bir de nergis çiçeklerine… Sen defalarca çarpıp kapıları suratıma O kendine has kızgınlığınla Giderken, Gözlerin Sıcacık kestanelerim yani Hiç…
Seni nasıl anlatabilirim ki? Hangi kelimeleri koyabilirim Gözlerin yerine Ve hangi beyaz ışığı benzetebilirim Ellerine... Hangi ayna seni gösterebilir? Hangi kutsal kitap? Söyle Adının yerini alabilir. Ve ben seni, Nasıl…
Ayrılık ölüm demiştin ötesi var mı? Söyle o zaman bu gidiş sessiz bir intihar mı? Meleğim demiştim sana yıllarca öyle kaldın, Yıllarca melek sandığım yoksa canavar mı? Bilsen ahir ömrümün…
Seninle çingene olmak vardı şimdi, Mallorca sınırlarında Ufak bir kasabada… Bütün gün Flamenko Gitarın tellerine sıkışmış iki kalp Acıktık mı ekmek çalardık Sıkıldık mı sevişirdik. Ahmet Çağrı Özsema
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
Bu web sitesinde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezler kullanılmaktadır.
Detaylar