Dün akşam Star Tv’de yayınlanan “Büyük Risk” adlı yarışmada bir bölüm beni adeta dehşete düşürdü.
Yaş ortalaması 30’un üzerinde olduğunu tahmin ettiğim üç yarışmacı oldukça kolay soruları birer birer cevapladılar.
Buraya kadar her şey normal.
Ruhi Su’nun görüntüleri eşliğinde bir türküsü ekrana geldi ve ekrandaki sanatçı soruldu.
Stüdyoda ölüm sessizliği, 3 yarışmacı birbirine bakıyor.
Yarışmacılar 17-18 yaşlarında olsa bir nebze olsa anlayacağım ve yeni nesile bu değerler aktarılamadı diyeceğim ama hayır öyle değil.
Orta yaşlarındaki 3 kişinin de Ruhi Su’nun kim olduğu hakkında hiçbir fikri yok!
Justin Bieber sorulsaydı hiç şüphesiz 3’ü de balıklama şekilde basacaklardı butonlara..
Yazık!
Gerçi daha önce de Nil Karaibrahimgil, Neşet Ertaş’ı tanımamış, Hülya Avşar, Ruhi Su’nun ölümünden 25 yıl sonra ona canlı yayından selamlarını yollamamış mıydı?
Şaşırmamak gerek belki ama elimde değil.
1980 sonrası sefahat ve zevke düşkün olan toplumumuzda böyle bir duruma benim kadar şaşıran ve üzülen var mıdır bilemem.
Ama şuan kendimi Ruhi Su’yu anlatmakla mükellef görüyorum.
Eli kalem tutan herkesi yapması gerekeceği gibi.
Ruhi Su’nun siyasal – ideolojik aidiyetini bir kenara bırakalım. Yalnızca müziğinden bahsedelim.
Ruhi Su’nun sesinin rengi bir kez dinleyişte bile günümüz “starlarının” ne kadar yavan ve düz bir sese sahip olduğunu anlamak için yeterlidir.
Müziğin teknolojiden boğulmadığı bir dönemden bahsediyorum. Sözlerin anlaşılmadan hoplayıp zıplanmayan türküyü dinlerken gözlerini kapatıp çok uzağa gidilen dönemden.
Ruhi Su’nun gırtlak ve göğüs seslerini kullanıştaki teknik herhangi bir bilgisayar programıyla verilebilir mi?
İyisi mi sözü, sesi üstada bırakalım.
Bu sözü söyleyeceğimi tahmin etmezdim ama belki siz de daha önce Ruhi Su’yu dinlememişsinizdir…
ahmet kaya diye biri olmasaydı hatırlanabilirdi belki.. bence ajmet kaya ruhi sunun elinden baglamayı almış.. araştırdım ve bunu anladım