1984 yılında Livorno’da doğan Modigliani, hayatı boyunca şansızlıklar yaşayan ve acının hayatından hiç eksilmediği bir adamdır. Daha çocuk yaşlarında tifo ve akciğer hastalıkları gibi ömrü boyunca peşini bırakmayacak birçok rahatsızlıkla başlar şanssızlıkları.
Onun hayatını iki kısımda anlatabiliriz. Öncelikle İtalya’da devam eden hayatı ve 1906 yılından itibaren ressamın Paris’teki yaşamı. İtalya’da çeşitli sanat okullarında eğitim gören fakat bu eğitimi yetersiz bulan Modigliani, sanatını geliştirebileceği yegane şehrin Paris olduğunu düşünmektedir. Gerçektende sanatı burada harmanlanmaya başlar. Başta o günler hayatının son dönemlerini yaşamakta olan Cezanne olmak üzere, aynı dönemde Paris’te yaşayan Picasso, Soutine, Chagall gibi ressamlarla beraber Modigliani de kendi efsanesini yaratmıştır.
O kadınların ve aşkın ressamıdır. Arka planı çok önemsemez, hayatı boyunca şiire düşkün bir ressam olmanın getirisi olarak her zaman biraz şiir kokar resimleri. NU ve portre olarak çizdiği resimlerinde kadınlara bakışı, tabloya hislerini yansıtışı, dinginliği hem kullandığı renklere hem de kompozisyonlarına yoğun bir şekilde yansımıştır.
Bu pazar sabahı size kısaca sevdiğim bir ressamdan bahsetmek istedim. Herkese mutlu Pazarlar…
Resimlerinden birkaç örnek ve daha ayrıntılı bilgilere ulaşabileceğiniz adresler;
http://en.wikipedia.org/wiki/Amedeo_Modigliani
http://www.artcyclopedia.com/artists/modigliani_amedeo.html