Ne olacaktı?
Ne olacaktı yani? Madalya mı takacaklardı olduğun gibi davrandığın, dosdoğru durduğun, insanları düşündüğün için? Ne bekliyordun? Başlarına taç mı edeceklerdi seni? Sahiden inandın mı buna? Yanında mı duracaklardı? Yoksa anlayacaklar…
Ne olacaktı yani? Madalya mı takacaklardı olduğun gibi davrandığın, dosdoğru durduğun, insanları düşündüğün için? Ne bekliyordun? Başlarına taç mı edeceklerdi seni? Sahiden inandın mı buna? Yanında mı duracaklardı? Yoksa anlayacaklar…
Bir insan yazmayı başarabiliyorsa neden başka bir şey yapsın ki? İnsanlara anlatmak istediğim birçok hikâye var ve bu konuda alçak gönüllü olmayacağım bunu yapabilecek bilgi, yeteneğe sahibim. Fikirlerimin, düşlerimin bedenimle…
Bu şarkılarda eksik bir şeyler var. Kimi giden sevgilinin götürdüklerinden bahsediyor kimi ayrılık acısından. Hangi şarkıyı mırıldanıyordum hatırlamıyorum ama seni düşünüyordum. Şaşılacak şey, her aşk birbirine bu kadar benzerken ikimizin…
”Dünyayı tek başıma kurtaramayacağımı gayet iyi biliyorum. Ancak haksızlığa karşı hep ön saflarda olacağım.” Slaven Bilic Bugüne kadar birçok veda yaşadık. Kimler geldi kim geçti bu kulüpten. Kimi gerçekten hakkediyordu…
"Tüm dünyanın tanımasını istediğin biri var mı?" Diye sorsalar tereddüt etmeden dedem derdim. Kimse için bir kahraman değildi belki ama benim çocukluk kahramanımdı. Hiç kimseye kötülük düşünmezdi, yakınındaki kimsenin de…
Sık kullandığım ama az anlaşılan bir benzetmedir. Hayatının tramvay vatmanı mısın yoksa şoförü müsün? Yani sadece bir rayın üzerinde giderken ne zaman durup ne zaman kalkacağına mı karar verebiliyorsun yoksa gerçekten…
Blogum uzun zamandır terkedilmiş bir şehir gibiydi... Yazmaya ne vaktim oluyordu ne de gücüm... Yazacak bir şeyler olmadığından değil... Fakat yeniden canlanacak gibi buralar çünkü kendimi eski zamanlardaki gibi çok…
Bugün sana yeniden aşık oldum ben, her gün biraz daha olduğum gibi... Şimdi soğuk evimde yapayalnız oturduğum sandalyemde bile - ki bilirsin ne kadar rahatsız olduğunu- senden başka hiçbir şey…
Gel otur yanıma sevgilim, sana daha önce hiç duymadığın, hiç anlatmadığım bir hikâyeyi anlatacağım. Kendimi… Konuşma ne olur kirlettik yeterince sevgimizi saçma sapan kelimelerle. Dinle sadece. Çocukluğumu geçiyorum, seninle mutlu…
Ben seni sevdiğim kadar daha önce sadece annemi sevdim. Emindim ikinizin de gitmeyeceğine, emindim ne olursa yanımda kalacağınıza, emindim ne yaparsam yapayım bana gülümseyip sarılacağınıza. O bana şuan taşıdığım canı…
Sana kurduğum hayallerden bahsetmeyeceğim sevgili, çünkü çoktan öğrendim yaşamın hayal kırıklıklarıyla dolu olduğunu. İnkar edemem mutlu anlarım oldu seninle daha çok ya da sadece onları hatırlıyorum şuan bilmiyorum. Hayatıma girdiğin…
Sesinle başlamak yeniden... Seninle başlamak... Yitirilip giden izbe günlerin arasından seninle çıkmak taptaze bir güneşe, yeniden umutlanmak, hayal etmek ve yalnızca seni düşünmek. Sen yeni bir gün gibi girdin hayatıma,…